in ,

Tacizcisini Öldüren Babasına Verilen Cezaya Tepki Gösterdi: ‘Onlarca Defa Şikayet Ettik’

Kahramanmaraş’ta kızını taciz ve tehdit eden Tamer Çetin’i önce tabanca ile yaralayıp daha sonra çekiçle öldüren Kadir I.’ya yargılandığı davada sonucunda 12 yıl 1 ay hapis cezası verildi. Karara tepki gösteren taciz mağduru kızı Zehra I., olayın bu noktaya gelmemesi için babasıyla birlikte defalarca polis ve adliyeye gittiklerini belirterek, “Babamın bu kadar cezaya çarptırılacağını bilseydim ölümü göze alırdım, ‘Keşke ben ölseydim’ diyorum bazen” dedi.

DHA'nın yayıladığı habere göre, 5 Haziran 2018 tarihinde Kadir I., kızı Zehra'yı taciz ve tehdit eden Tamer Çetin'e ruhsatsız tabancasıyla ateş etti. Yaralanan Çetin yere düşerken, Kadir I. bu kez eline geçirdiği çekiçle vurdu. Çağırılan ambulansla hastaneye kaldırılan Tamer Çetin kurtarılamadı. Olayın ardından gözaltına alınan Kadir I. ise tutuklandı.

Cumhuriyet savcısının 'kasten yaralama' suçundan cezalandırılıp tahliyesini istediği duruşmada mahkeme heyeti Kadir I.'yı önce 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın bu cezasını haksız tahrik indirimi ve duruşmadaki saygılı tutumundan dolayı 12 yıl 1 aya indirdi.

Her gün öğrencilerime adaletten bahsediyorum.

Mahkemenin kararına Kadir I.'nın ailesi tepki gösterirken, avukat Kadir Bastırmacı ile mahkeme savcısı 12 yıl 1 ay hapis cezası kararının bozulması için istinaf mahkemesine itiraz etti. Tamer Çetin'in taciz ve tehdit ettiği öne sürülen Zehra I., öğretmen olduğunu ve her gün öğrencilerine adaletten bahsettiğini hatırlattı. Yüzünün görünmemesini isteyen Zehra I., "Ben bir öğretmenim. Yüzümün gizlenmesini istememin sebebi de öğrencilerime her gün adaletten bahsediyorum, adaleti anlatıyorum. 'Hocam siz neden o zaman adaletsizliğe uğradınız' diye bir soru yöneltirlerse bana, ben bu soruya cevap veremeyeceğim için yüzümü gizlemek zorunda kaldım" dedi.

Olmaz dedikçe üzerime gelmeye başladı.

Her şeyin 2,5 yıl önce Tamer Çetin'in kuzeni Şefika Çetin aracılığıyla kendisiyle tanışmak istemesiyle başladığını belirten Zehra I., arkadaşının ısrarı üzerine evlilik yolunda bir tanışma kararı aldıklarını söyledi. Tamer Çetin'in gerek yüz yüze görüşmede, gerekse de mesajlaşmalarında normal bir insan gibi olmadığını fark edince görüşmeyi kesmek istediğini belirten Zehra I., şöyle konuştu:

Tekrar İstanbul'a döndükten sonra süreç içerisinde kendisiyle görüşmek istemediğimi söyledim. Zamanla fark ettim takıntılı olduğunu. Ben 'Olmaz' dedikçe üzerime gelmeye başladı. Aileme ne kadar çok değer verdiğimi ve düşkün olduğumu biliyordu, beni bununla tehdit etmeye başladı. 'Senin aileni gözünün önünde öldürürüm.' 'Benimle evlenmek zorundasın, evleneceksin ya da ikimizin ölümüne sebep olursun.' 'Düğün tarihlerimiz aynı yazmazsa, ölüm tarihlerimiz mezarın başına aynı yazılır. Buna bir karar ver' diyordu. Ben de tabi aileme ilk başlarda söyleyemedim. Bıkar, nereye kadar ısrar edecek diye düşündüm. Babama ulaştı şahıs, 'Kızınla ben konuştum. Kızını kaçıracağım ya bana vereceksin, ya da öldüreceğim kızını' diye babamı da tehdit etmeye başladı. Tehditlerin ardı arkası kesilmedi, sadece tehditten ibarettir diye düşündük ilk başta, ama şahıs İstanbul'dan buraya gelmeye başladı. 'Benim yaptığım şey sadece tehditle kalmayacak. Bak evinizin fotoğrafını çekiyorum' diye mesaj attı ve evimizin etrafında olup biteni, eve kimin girip kimin çıktığını izledi ve babam da basit bir tehdit olmadığını anladı. Anladıktan sonra ailesine ulaştı 'Oğlunuza sahip çıkın. Benim 5 tane çocuğum var, olay çıkmasını istemiyorum, aklını başına alsın' dedi. Ailesi de 'Biz bile baş edemiyoruz çocuğumuzla' dedi.

50- 60 kere gittik, şikayette bulunduk.

50- 60 kere gittik, şikayette bulunduk. Artık emniyetteki, adliyedeki insanlar bizi gerçekten tanıyordu. Beni gördüklerinde 'Zehra Hanım zaten sizin dosyanız devam ediyor, artık gelmenize gerek yok. Şahsı gördüğünüz zaman koruma polislerine haber vermeniz yeterli' dedi. Bu kadar, yani aldığımız cevaplar buydu. Babam hiçbir zaman öfkesinin kurbanı olmadı. Olsaydı bir yıl boyunca bu şahsa hiç kimse sabredemezdi. Benim fotoğraflarımın altına çıplak kadın fotoğrafları yapıştırıp 'Senin kızın böyle, seni rezil edeceğim' diyerek esnafa, herkese photoshoplu fotoğraflarımı attı. En küçük kardeşimin bile psikolojisi bozuldu, 'Abla biz ne zaman öleceğiz' diye her gün benim yanıma geldi.

Sürekli Olarak Tehdit Mesajları Atıyordu

"Olaydan bir hafta önce şahıs biletinin fotoğrafını atıp 'İstanbul'a dönüyorum, bir hafta sonra tekrar Maraş'a geleceğim. Bu sefer Maraş'a silahla geleceğim, olduğunuz yerde canlı kalmayacak, yapacağım katliamı tüm Türkiye izleyecek. Hepinizin ölüsünün, üzerine gazete fotoğrafları serilmiş olacak' diye mesaj attı. 'Benim kaldığım otel belli. Dolaştığım yeler belli, evinizin etrafında dolaştığım yerler belli. Antep'e gittiğim arabanın plakasına kadar size verebilirim, çünkü ben yapacağım her şeyi haber veriyorum, verdim bu zamana kadar. Geriye son bir şey kaldı, o da sizin canınızı almak' dedi. İstanbul'dan şahıs bir defalığına gelmedi, bu ilk defa olan bir şey değildi, olayın öncesinde keşif için geldiğini söyledi."


"Adalet bize en büyük adaletsizliği yaptı"

Babasının değil adam öldürmek, karıncayı dahi incitecek biri olmadığını, güvenlik kamera görüntülerinde de öldürmek için ateş etmediğinin açıkça görüldüğünü belirten Zehra I., mahkemenin verdiği karara da tepki göstererek şunları söyledi:

Biz adalete sığındık bir yıl boyunca, ama adalet bize en büyük adaletsizliği yaptı. Bundan sonrası için sesimizi duyurmak istiyorum. Bir Özgecan davası daha yaşanmadı, bir Ceren Özdemir davası yaşanmadı. Ama yaşanabilirdi, çünkü ülkemizde kadın olmak büyük bir suç gibi algılanmaya başladı. Kadın cinayetlerinin nasıl bu kadar arttığını ben bu olay başıma gelince anladım. Ben açıkçası babamın bu kadar fazla cezaya çarptırılacağını bilseydim o ölümü göze alırdım, 'Keşke şahıs beni öldürseymiş' diyorum bazen. Bu verilen karar açıkçası 'Ben; Ceren Özdemir'in, Özgecan Aslan'ın katilinin yanındayım. Bu tacizciler, tecavüzcüler istedikleri gibi cirit atsınlar, bu suçlar bu ülkede çoğalsın, nasıl olsa engellemeye çalışan olursa biz bu kadar cezayı veririz' anlamında. Bence bu demek.

Bildir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazar: Clark Kent

Mitopya'nın başarılı gazetecisi

Ülkemizin Gündemi: Kanal İstanbul!

Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Ekrem İmamoğlu’na Yanıt